Ben bir robottum ve mutluydum!
Kalbi dolu bir ekmek kızartma makinesiydim!
Mekanik bir pompadaki gibi bir kalbi kastetmiyorum!
Mecazi bir duygu kovasındaki bir kalpten bahsediyorum!
Mutlu, küçük kalbimi beşe kurun!
Jared, Michigan’ın küçük bir kasabasında diş hekimi olarak çalışmaktadır. Hayatı tamamen normal denebilir; bir şey hariç… O, gerçek bir insan gibi görünmek ve davranmak için insan DNA’sıyla tasarlanmış bir robottur.
Bir gün, nostaljik film gösterimi sırasında Jared gözlerinin çevresinde bir gariplik hisseder. Robotların hissedemeyeceğini herkes bilir ancak ışıklar açıldığında bu ilginç robot ağladığından emindir. Kafası karışmıştır, neler olduğunu anlamak için daha fazla eski yapım film izlemeye karar verir ve bu süreç, varlığını yükselten duygusal bir uyanışa yol açar. Görünüşe göre Jared gerçekten de bir insan gibi hissedebilmektedir. Bir dizi duygunun üstesinden gelen ve yakın bir sıfırlamayla karşı karşıya kalan Jared, gerçek bağlantılar kurmaya kararlı bir şekilde yola çıkar. Onu yaratan programcıyı, yani annesini bulmak için can atmaktadır. Dünyayı değiştirecek bir senaryo yazmayı dahi hayal etmektedir, hatta bu sırada âşık bile olmuştur. Duygu Çarkı bile, içinde bulunduğu duygusal mayın tarlasında ona rehberlik edemez hale gelir. Hissedebilen bir robot, kaçınılmaz olarak tehlikeleri de beraberinde getirebilir ve Jared’ın yeni hayatı başlamadan sona erebilir.