Tükendi
Stok AlarmıAğız bilimi (diyalektoloji, lehçe bilimi), dil bilimin temel alanlarından biri olarak, dillerin bölgesel ve toplumsal varyasyonlarını inceleyen bir disiplindir. Bu alanın kökenleri, 19. yüzyılın başlarında Avrupa`da gerçekleştirilen filolojik çalışmalara dayanmaktadır. Dillerin tarihî ve coğrafi çeşitliliklerine duyulan ilgi, yerel dil kullanımlarının belgelenmesi ilk sistematik çalışmaları ortaya çıkarmıştır. Almanya’da Grimm Kardeşler, bölgesel dillerin bilimsel olarak ele alınmasında öncü bir rol üstlenmişlerdir. Ses değişimlerini açıklayan teoriler, özellikle Grimm Yasası, farklı lehçelerin tarihî ilişkilerinin anlaşılmasına önemli katkılar sunmuştur. 19. yüzyılın sonlarında ağız bilimi, bağımsız bir bilim dalı olarak daha net bir şekilde tanımlanmış ve bu dönemde dil haritalarının hazırlanması ile bölgesel ağızların belgelenmesi yoğun araştırma konuları haline gelmiştir. Özellikle Fransız Diyalektoloji Okulu, Jules Gilliéron’un liderliğinde Atlas Linguistique de la France adlı eseriyle bu alandaki gelişmelere yön vermiştir. Bu atlas, modern ağız biliminin temel eserleri arasında kabul edilmektedir. İngiltere’de ise Joseph Wright’ın The English Dialect Dictionary isimli çalışması, İngilizcenin bölgesel çeşitliliklerini kapsamlı bir şekilde ortaya koymuştur. Türkiye’de ağız bilimi çalışmaları, 20. yüzyılın başlarında Türkçenin tarihiyle ve lehçeleriyle ilgilenen Ziya Gökalp ve Mehmet Fuad Köprülü gibi aydınların çalışmalarıyla başlamış; Cumhuriyet döneminde hız kazanarak devam etmiştir. Erken dönem ağız çalışmalarında, yerel ağızların belgelenmesi ve bu ağızların standart Türkçe ile ilişkilerinin incelenmesi temel hedefler arasında yer almıştır. 1940’larda Ahmet Caferoğlu’nun öncülüğünde başlatılan derleme çalışmaları, Türk ağız biliminin bilimsel temellerini oluşturmuştur. Türk Dil Kurumunun kurulması da bu alandaki araştırmaları desteklemiş ve Türkiye Türkçesi lehçelerinin daha sistematik bir şekilde incelenmesini mümkün kılmıştır. Günümüzde ise teknolojik ilerlemeler, ağız biliminin yöntemlerini ve uygulama alanlarını önemli ölçüde değiştirmiştir. Ses kayıt cihazlarının yanı sıra bilgisayar destekli analiz araçlarının kullanımı, ağızların özelliklerinin daha ayrıntılı ve kesin bir şekilde incelenmesini kolaylaştırmaktadır. Ayrıca ağız bilimi, bölgesel farklılıkların ötesine geçerek sosyal ağız bilimi, etnografik dil çalışmaları ve dilin kimlik oluşturma süreçlerindeki rolü gibi konulara da odaklanmaktadır.