Hayır, sen bana benzemiyorsun, ey deli! Çünkü sen hala ürperiyorsun acın karşısında; ürkütüyor seni dipsiz uçurumun derinlikleri.
-Ben sana benziyorum, ey gece! Vahşi ve korkunç. Çünkü kulaklarım, köleleşmiş halkların feryatlarına ve unutulup gitmiş beldelerin acılarına sağırlaşmıştır artık.
-Hayır, sen bana benzemiyorsun, ey deli! Çünkü ruhun, yedi katlı bir kumaşla kaplıdır; kalbinin sesini duyabilecek durumda bile değilsin.
-Ben sana benziyorum, ey gece! Ben sana benziyorum!
Güçlü ve ulvi. Çünkü tahtım, yıkılmış tanrılar yığınının üstünde yükseliyor; önümden, hiçbir zaman yüzünü görebilme olanağını bulamadan, sırf giysilerimin eteklerine dokunabilmeleri umuduyla günler akıp gitmektedir.
-Sen kalbimin çocuğu! Bana benziyor musun? Öyle ise, sen başarılamayan düşüncelerimi üstlenebilir ve sonu gelmez sözlerimi söyleyebilir misin?
-Ey gece, biz iki kardeşiz! Sen evreni uyandırıyorsun, ben de ruhumu...