Bir kadın olarak var olmaya devam ettiğim iş hayatında, başta bizzat kendim olmak üzere birçok hemcinsimin zorluklar yaşadığını gördüm.
İşe alım sürecinde başlayan “ama o kadın…” zihniyeti, tüm iş yaşamı boyunca devam etmektedir. Zira erkek ile aynı işi yapan kadının ücret eşitsizliği yaşaması, akabinde de terfi adımlarında önüne set konulması yaşadığımız temel sıkıntılardır. Bu da yetmezmiş gibi tacize ve mobbinge uğrayan kadın, lider olabilme çabasında daha fazla güç sarf etmek durumunda kalmaktadır.
Her konuyu alt etse bile yine de kadının önüne sosyal zorluklar çıkarılmaktadır.
“Çocuk da Yaparım Kariyer de…”
mottosunu gerçekleştirmek,
bu mottuyu telaffuz etmek kadar kolay değildir.
Zira çocuk ve iş dengesini sağlamak kadının iş yaşamında çok daha fazla yıpranmasına neden olmaktadır.
Tüm bu zorlukların üstesinden gelen kadın, bir de toplumsal algı ve stereotipler ile boğuşmak zorunda kalır. Toplum içerisinde küçümsenir, hor görülür, önyargılı yaklaşılır, giyimi, tavrı, edası konu edilir, yetmezmiş gibi her konu için suçlanır…
Aslında söz konusu zorlukların bazıları, sadece kadın olmanın getirdiği -dezavantajlar- olarak karşımıza çıkmaktadır. Bir erkek iş insanının karşısına gelmeyecek sayısız çeşitte sorun, aynı sektör ve aynı konumda yer alan kadın iş insanının başına gelmektedir.
Sebebi ise
sadece ve sadece -kadın- olmaktır.
İş hayatı ile özel hayatı dengeleme arasında mücadele veren kadın, yine de başarılı olabilmeyi başarıyorsa, ayakta alkışlanmayı hak ediyor demektir…
İş hayatımın otuz ikinci yılında, hemcinslerime bir borç olarak bu kitabı yazmak, konuya bir kez daha dikkat çekmek istedim.
Kitap, daha önce yazmış olduğum Eyvah “İş Hayatı” kitabımda bir kısım bahsettiğim konulara biraz daha geniş çaplı bakmak amacıyla ortaya çıkmıştır.
Bu kitap,
ekmek parasını kazanmak ve kariyer yapmak hedefi ile
iş yaşamında var olan
tüm kadınlara gelsin…
Saygılarımla, 2024
Zehra Pınar SEVİNÇ