1790-1850 arası Romantik Çağ felsefecilerinden Sara Van Grotius şöyle der; “Erkekler, hem de en olağanüstüleri bile kadınların bir kelebek gibi sadece tatmasını istiyorlar… Böylece söylenen ya da sorulan soru, onların (erkeklerin) kendi derinlik ve temelliliklerini kendilerine daha çok göstermeli ve şekilde (kadınlara) karşıtlıklarına güven duymalıdırlar, bundan dolayı onlar felsefi düşünen kadın istemiyorlar.” Kadın olmak zordur. Hele Edebiyat Dünyasında kadın yazar olmak çok daha zordur. Çünkü kadınlar yüzyıllarca birçok toplumsal koşullanmalar yüzünden yüzyıllarca horlanarak ötelenerek ikinci sınıf bir varlık konumundan kurtulup bilgi ve düşünceleriyle bir yer edinebilmek için inanılmaz mücadeleler vermek zorunda kalmışlardır. Kimileri evlendikten sonra kalemlerini ve kendilerine ait düşünce odalarını terk etmek zorunda kalmış, George Eliot (Marian Evans) gibi bazı kadın yazarlar ise erkek isimli mahlas”lar kullanarak varlık göstermeye çalışmışlardır.