Dünyanın yaşanmış en büyük aşklarından biri de Hz. Hatice ve Hz. Muhammed arasındaki aşktı. Hz. Hatice, peygambere inanan ilk Müslümandı. Onlar yaşadıkları sürece sevgi ve inançla birbirlerinin aynası olmuşlardı. Ama Hz. Hatice’nin de üstlendiği ilahi bir görev vardı. Bu görev ona peygambere yoldaş olması için verilmişti. Celâleddin Rumi’nin dediği gibi “Bütün aşklar ilahi aşka köprüdür. Henüz aşkı tatmamış olanlar ise bunu bilemez.“
Kadidja, aslında şiir formatında yazılmış denemelerden oluşan bir eser. Yazarın mana dünyasından gelen bu duygu yansımalarının ilahi teslimiyete ulaşmasını anlatan bu denemeler şiirin bilinen formatından oldukça uzakta şiirsel sözler olarak okuyucu ile buluşturmaktadır. Tüm bu gayenin ardında ise basit bir istek kendini gösteriyor: Dünyevi duyguların manevi alandaki izdüşümünü gönül gözü ile dışa vurmak.
L`un des plus grands amours jamais vécus dans le monde a été l`amour entre le prophète Khadija et le prophète Muhammad. Khadija a été la première musulmane à croire au prophète. Ils se sont devenus les miroirs de l`un de l`autre dans l`amour et la foi aussi longtemps qu`ils ont vécu. Mais Khadija avait aussi une mission divine. Cette mission lui a été confiée pour être un compagnon du Prophète. Comme le disait Djalâl ad-Dîn Rûmî, “Tout amour est un pont vers l`amour divin. Ceux qui n`ont pas encore goûté à l`amour ne le connaissent pas.”
Kadidja est en fait un ouvrage d`essais écrits sous forme de poésie. Ces essais, qui décrivent les réflexions émotionnelles de l`auteur depuis le monde du sens jusqu`à la soumission divine, rencontrent le lecteur comme des mots poétiques, assez loin du format connu de la poésie. Derrière tous ces objectifs se cache un désir simple: S’exprimer la projection des sentiments mondains dans la sphère spirituelle avec les yeux du cœur.