Sonra kıyıda, Barbaros Hayrettin İskelesi’nin yakınında, bir limon ağacının koruduğu banka kendi eliyle kazıdığı kalbi ve içindeki harfleri gösterdi. *S* ve *K*. Ben, sadece hatırlıyor mu yoksa yine umut mu ediyor anlamaya çalışarak dikkatlice yüzüne baktım. Öylesine dalıp gitmişti ki ne düşündüğünü, bir şey düşünüp düşünmediğini anlamak imkânsızdı bu yüze bakarak.
Kendisini götürecek vapur kıyıya yanaşmaya çalışırken zangır zangır titriyordu. Güç de olsa vapura bindi. Sonra güvertede bana el sallarken onu son kez görüyor olduğumu hissettim. Kendisini soranlara durumu açıklama görevini bana havale etmişti. Geri dönmemek üzere çekip gidiyordu.