Okunmaya değer olup olmadığını anlamak için elinize alıp önüne, arkasına baktığınız, ilk sayfasına göz gezdirdiğiniz bu roman uzun bir uğraşı döneminin ürünüdür. İlk taslakları yaklaşık yirmi yıl önce A4 kağıtları üzerine ve tükenmez kalemlerle yazılmaya başlanan bu eser, defalarca yırtılıp atılmış, kaleme alınmaktan vazgeçilmiştir.
Aradan yıllar geçse de romanın acayip isimli, acayip kahramanı yazara kendisini unutturmamış “yaz artık beni, yaz artık beni!” diye tutturunca da çaresiz, bu sefer bilgisayar üzerinde yaklaşık iki yıl çalışılarak Binbaşı Cezzar’ın hikayesi yazılıp bitirilmiştir.
Genel karakteri itibariyle fantastik macera romanı niteliğini taşıyan bu eserde hayal ile hakikat olabildiğince mantıklı bir perspektifte, mezcedilip harmanlanmaya çalışılmıştır. Karakterler, profiller sahicidir, tanıdıktır ve kesinlikle bizdendir.
Bu eser herhangi bir edebi, felsefi yahut siyasi kaygı gözetilerek değil yazarın içinden geldiği gibi yazılıp dökülmüştür. Herhangi bir iddiası yahut hedefi de yoktur. Eğer bu roman, okuyana hoşça vakit geçirtebilir, lezzetli bir meyve yemişçesine okurun damağında hoş bir tat bırakabilirse yeterlidir