İlhami Batı, şiirin yıkımını anlamı bozarak görüyor. Anlam burada katışıksız bir görüntü olmaktan çok, bir delilin, çağrışımın toplandığı, anlamı harekete geçiren bir bozgun sarsıntısıyla okuru ele geçiriyor. Batı, Kabına Sığmayan Zerre’de dili bozuyor, dili yeniden inşa ediyor, okurun dikkatini şiirlere yöneltiyor. Dikkatli okur, bu şiirlerde gizli bir dil olduğunu görecek. Kabına Sığmayan Zerre, taşmanın ve görmenin ortak diyaloğuyla sesleniyor:
Asılı hali hazırda Hızır’ı
Beklercesine
Bazı intiharlar işlevini yitirsin
Diyedir
Sebep görmüşçesine bin
Surat tek karışta toplanmış
Sanki
Belki de vakit yüzüne
Çarpsın diyedir