Ey Rabbim!
Sen nice taş kalpli olanları, azgınlaşanları affettin. Ben de Sana el açıp yalvarıyorum. Senden mağfiret diliyorum. Senden af diliyorum.
Ey Rabbim! Beni bağışla, beni affet…
Kalbim heyecanla çarpıyor bütün bedenim tir tir titriyordu. Yakarış neticesinde yüce Allah’ın (cc.) inayet ve lütfu bütün bedenime serinlik bahşediyordu. Sanki mukaddes bir ortamda meleklerin beni sardığını hissediyordum. Sanki şafağın karanlığı söküyor, yeryüzünün damarı çatlıyordu. Arş-ı âlânın perdeleri aralanıyor yeryüzüne rahmet iniyordu, rahmet…
Derken, bir münadi dağın eteğinden şöyle haykırıyordu:
*Ey Ka’b!
Ey Ka’b b. Malik!
Müjdeler olsun sana, Ey Ka’b!*