Johnson Mektubu, Türk-Amerikan ilişkilerinde bir dönüm noktasıdır.
Tıpkı İnönü’nün *yeni bir dünya kurulur, Türkiye de o dünyada yerini alır* tarihi yanıtında olduğu gibi, günümüzde *yeni bir dünya* adım adım kuruluyor.
Türk-Amerikan ilişkilerinin sancılı seyrinde, bu nedenle Johnson Mektubu yeniden gündeme geliyor.
Üstelik Kıbrıs meselesi ve İnönü’nün sürekli hedef alınması, bu mektubu tekrar önemli kılıyor.
Haluk Şahin, mektup üzerinden Türk-Amerikan ilişkilerinin bir dönemine, Kıbrıs meselesine ve Türk- Yunan ilişkilerine mercek tutuyor.
Üstelik doğrudan birinci kişiler üzerinden…
Mektubu kaleme alanlarla yapılan tarihi söyleşiler, sürecin aktörlerinin yazdıkları ve arşiv belgeleri bugüne de ışık tutuyor.