Bankacılıktan Balıkçılığa
Cenk Sabah Tuzcu
1962 Arnavutköy doğumlu. Galatasaray Lisesi ve Boğaziçi Üniversitesi İşletme Bölümü mezunu. 1986-2007 yılları arasında bankacılık yaptı. İstanbul, Bahreyn, İrlanda, Almanya ve Hollanda’da çalıştı. Kariyerini bitirdikten sonra ailesi ile Datça’ya yerleşti ve on senedir orada yaşıyor.
Okuyor, yazıyor, sosyal sorumluluk projelerinde görev alıyor, balık tutuyor. İlk kitabı İzle-yorum 2016’da yayınlandı.
1969 yılının sonbaharında bir akşamüstü, Sohum tren istasyonunda, 72 yaşında mavi gözlü bir kadın bankta oturmaktadır, biraz sonra karşısındaki banka aynı yaşlarda ve yine mavi gözlü bir adam gelip oturur. Bir müddet bakışırlar, daha sonra adam kadının yanına yaklaşır, Abhaz dilinde kibarca, *Siz Cikırba Tabs mısınız?* diye sorar. Kadın elli seneden fazladır duymadığı bu lisanda güçlükle cevap verir, *Evet, siz de kardeşim olmalısınız.*
Bu hikayeyi dinlediğimde yedi yaşındaydım ve elli iki sene sonra karşılaşan iki kardeşin o anki duygu yükünü algılamam mümkün değildi. *Belle Epoque* yılları, mutlu bir çocukluk, sonrasında Bolşevik İhtilali ve gencecik bir kızken ve henüz yeni evliyken kocası ile Türkiye’ye kaçmak zorunda kalış; tüm ailesini geride bırakarak...
Kardeşlerinden ve ailesinden ayrı kaldığı ve hiç haber alamadığı o elli iki seneyi, tekrar buluştuklarında ne kadar zamanda konuşmuşlardır acaba kardeşi ile?
I. Dünya Savaşı, Kurtuluş Savaşı, II. Dünya Savaşı, çocukları, kocasını çok genç yaşta kaybedip iki çocukla dul kalışı torunlarına nasıl anlatmıştır acaba Cikırba Tabs, yani Zekiye Hanım, anneannem?...