Hiçbir zaman geri dönmedi...
Bir ağustos gecesi, ta oralarda, izlanda`nın, insana üzünç veren İzlanda`nın açıklarında, büyük bir kudurganlık gürültüsü içerisinde onun denizle düğünü yapılmıştı, Eskiden aynı zamanda sütannesi de olan denizle... Deniz, onu ninnilerle büyütmüş, geniş omuzlu, güçlü bir delikanlı hâline getirmiş ve daha sonra, görkemli erkekliği içerisinde, kendisi için onu geri almıştı. Bu tuhaf evliliği büyük bir gizem sarmıştı. Her zaman, bilinmeyen yelkenler üstte dalgalanmış, hareketli ve coşkulu perdeler şöleni gizlemek için gerilmişti. Ve nişanlı kız, tüm çığlıkları bastırmak için, hep korkunç gürültüsünü yapıyordu. O Gaud`u, canlı eşini anımsayarak, bir dev uğraşı içerisinde, kendini bu mezar gelinine karşı savunmuştu. Onu karşılamak için kolları açık, hırıldayan boğa gibi korkunç bir çığlıkla ve ağzı çoktan su dolmuş bir hâlde, kendini bıraktığı ana kadar... Sonsuza dek uzanmış ve kaskatı kesilmiş açık kollarla...
Ve düğününde, daha önce davet etmiş olduğu herkes vardı. Çok uzaklarda, dünyanın bir ucundaki büyülü bahçelerde uyumak için gitmiş olan Slyvestre`in dışında herkes...