Türk çocuklarının, başlarını kartallar gibi gökyüzünün yüce katmanlarında dolaştırarak yaşamaları için kendilerini feda eden kahramanların aziz hatıralarına armağan edilen bu kitap, efsanevi Antep Harbi’nin yegane belgesel romanıdır.
Bayrağına düşman eli uzandığı anda, hiç kimsenin "uygun görmesine lüzum görmeden" şeref ve haysiyetini kurtarmak için silaha sarılan bir şehrin yaşanmış hikayesidir, bu kitap. Bir kutsal isyanın, bir başkaldırının, savaşın galiplerine meydan okuyuşun hikayesidir.
Fransızlar; topları, tankları ve uçakları ile halk ibadet halinde iken camileri vurmuştur! Çarşıları vurmuştur! Hanları, kervansarayları, bedestenleri vurmuştur! Evleri vurmuştur! Yalnız Kozanlı Mahallesi’nde 2 bin 657 ev obüs mermileri ile çökmüş, kasabadaki 10 bin evden 8 bini harabe haline gelmiştir! Tespit edilebilinen şehit sayısı 6 bin 317, yaralı sayısı 11 bindir!
Bütün bunlara rağmen ne sitem edilmiştir, ne ah, aksine bir türkü söylenmiştir siperlerde her sabah:
Vurun Antepliler namus günüdür
Vurun Türk uşağı namus günüdür!