18 - 19 yıl önce Isparta’da çok bilinen ve en eski gazetesi olan Isparta Gazetesinde, İstanbul Mektupları, köşesinde yazılarım yayınlandı. Yazılarıma, günlük magazin ve siyasi olayların yanına hikâye ve şiir denemelerimi, anılarımı, düşüncelerimi, fikirlerimi de kattım, gönderdim.
Hülya Avşar’ı, Nükhet Duru’yu, Galatasaray’ı Fenerbahçe’yi, Fatih Terim’i, Hakan Şükür’ü, Âşık Veysel’i, Şarkıları, Türküleri, Saddam Hüseyin’i, Irak Savaşını, Kıbrıs Meselemizi, Avrupa Birliğine Girme Maceramızı, Yunanistan’ı, ABD’yi, Üs ve Tesisleri, Vatanı, Milleti, Ekonomik Sıkıntılarımızı, Aş ve İş Derdimizi anlattım, durdum.
Aslında, işin esasında tabi ki memleket hasreti, özlemi vardı. Gurbet vardı, sıla vardı. Özleyenler vardı, özlenenler vardı. Gidenler vardı, gelenler vardı.
Hani derler ya, bazen küçük bir hayat hikâyesi, küçük bir anı binlerce kitaptan daha fazla şey anlatır.
İşte öyle olsun diye Ispartalı dost ve akrabalarım da kitaba büyük bir zenginlik katarak anılarının yanında kendi hayat hikâyelerini ve resimlerini de gönderdiler.
Resimler, hikâyeler, anılar belki sizi alıp bir yerlere götürecek, bazen sevinecek bazen de üzüleceksiniz. Kahkahanın yanında, gözlerinizden dökülen yaşlar da olacak. Olsun, gönüller bir olsun!
Kolay gelsin, iyi okumalar dilerim.