Bu araştırmanın amacı alternatif, belki az bilinen, unutulmak üzere olan, sararmış yapraklarda, kaynaklarda kalmış bir İstanbul portresini çizmektir, içinde yaşadığımız bu kentin doğaüstü, düşündürücü ola ki eğlendirici kimliğini saptamaktır, dününü ve bugününü karanlıklarını ve tedirginliklerini başka ve değişik bağlantılarla bağlamak ve imkânların dahilin de, resimlendirmek.
İstanbul kendi başına bir gizemdir, bir gizem tarihi ve bir gizemler merkezidir her çeşidinden. Ve İstanbul yüzyıllardan beri süregelen bir arayışın buluşma noktasıdır, ölümsüzlerin, gizli ve bilinmeyen üstünlerin, bilgelerin, gizemcilerin ve de şarlatanların uğrağıdır.
Dünyanın tüm büyük ve eski kentleri, Roma, Paris, Londra, Prag vb. her zaman bir merkez görev ve işlevini gördüler. İstanbul’da böyledir; bir tarih, kültür, sanat ve düşünce merkezi olarak. Ancak İstanbul’un bir farkı ve bir özelliği vardır, her zaman olmuştur. İstanbul bir kültür, medeniyet ve bunlardan oluşan bir inanışlar potasıdır. Doğunun ve Batının değişmeyen bir buluşma, kaynaşma noktası, bir odak noktası ve ola ki “manyetik” bir alan.