Gizlenmiş bir kimlikle, sade bir vatandaş olarak hayatın çeşitli alanlarında *rol alarak* gözlemlerini yazıya dökmek çok eski bir gazetecilik tekniğidir. Adnan Veli birçok bakımdan tehlikeli sayılabilecek bu çalışma biçimini seçmiş, İstanbul’un kumarhane, bar, pavyon, randevuevi, kerhane gibi mekânlarında batakhane insanları olarak nitelendirdiği kumarbazlar, külhanbeyleri, uyuşturucu bağımlıları, kadın satıcıları ve sokaklarda müşteri avlayan hayat kadınları arasında bir hayli zaman geçirmiş, tanıklıklarını günü gününe gazetesine yetiştirmiştir. Adnan Veli, oradaki derin ve iğrenç çukura bir romancı gibi bakmış, kendini olayların parçası kıldığı için yaşananlar içselleşmiş ve sonuçta sıradışı iç dünya tahlillerine ulaşılmıştır.
İstanbul Batakhaneleri, benzersiz bir gazetecilik deneyimi ve edebiyatımız için bir başyapıt olarak önümüzde durmaktadır.