“Gözlerini tavana dikmiş, çaresizlik içinde boş gözlerle bakarken kapının ardından duyulan ayak sesleri onu tüm bu düşüncelerden koparıp aldı. Ölmüş müydü yoksa rüya mı görüyordu, anlayamamıştı. Hissettiği şey yoğun bir acının kasıklarına yaptığı baskıydı. Ne olduğunu anlamak için sabırsızlansa da karşılaşmayı düşündüğü şey için cesareti yoktu.”
Cinayete kurban giden kadınlar ve onları öldürmekten zevk alan acımasız bir katil; ailesinin ölümüne sebep olduğunu düşünerek kendini hayattan soyutlayan Dedektif Derviş’i, mesleğiyle ve eski dostu Komiser Cemil’le tekrar bir araya getirir. Peş peşe işlenen cinayetler tüm ülkede konuşulurken basın da bu haberleri körükler. Olayların seyrini değiştiren fitili ise inatçı, korkusuz ve mesleğine âşık bir gazeteci olan Bengü’nün, gazeteci kimliğiyle cinayetlerin peşine düşmesi ateşler.
Heyecanı diri tutan, akıcı bir üslüpla yazılmış, sizi olayların içine çeken bu kitapla bir katilin travmalarına sığınarak işlediği cinayetlere ve akabinde gelişen olaylara tanık olacak ölüme ve öldürmeye onun penceresinden bakacaksınız. Tesadüfler ağı ve hisleri onu geçmişinin eksik parçalarına götürürken bu bulmacanın parçalarını tamamlamak için siz de sabırsızlanacaksınız.