Gözlerinin az üstüne gelişigüzel çizilmiş, incecik kaşlarını yukarıya kaldırarak `kola-rom lütfen` dedi kadın. Onun bu tavrı, Moulin Roguge`un duvarını süsleyen o afişi hatırlatmıştı bana. De Toulouse - Lautrec`in Yevtte Guilbert adlı, birkaç çizgiyle yakaladığı, kırılgan fakat öç almak isteyen veya hayatın sillesini yemiş gibi duran o dramatik figür. Sağ dirseğini masanın kenarına dayayıp, başını ileriye uzattı. Yüzünü yaklaştırdı, gözlerini gözlerimin içine dikti. Nefesinin sıcaklığını yüzümde hissedebiliyordum. `Bin lira` dedi. Ağzım açık, şaşkın kala kaldığımı görünce yüksek bir kahkaha atıp, arkasına yaslandı. `Tamam, çok bulduysan, yüz liraya arabanda da oturabiliriz, otururuz dediysem anlarsın sen` diye önerdi.