Tükendi
Stok AlarmıMüslümanlar körü körüne Batı’ya teslim olmadan ya da, yine gözleri bağlı ona sırt çevirmeden gerekli özgüveni geliştirebilirlerse, en önemli vazifeleri gelecek için rehber edinmek maksadıyla, Kur’an’ı incelemek için sağlam bir yöntem geliştirmek olacaktır. Şu kesinlikle açıktır -ve on sekizinci asrın İhyacılığından beri kavranmış ve gittikçe de daha fazla kavranmaktadır- ki, Müslümanların, hukuk veya kelam alanında ortaya koydukları, mevcut halleriyle onlara bugün için kapsamlı bir rehberlikte bulunamaz. Tabii bu literatürde, özellikle hukukla ilgili eserlerde bir sürü değerli şey de vardır. İşte bu gittikçe artan kavrayıştan dolayıdır ki, son iki asırdır içtihat hakkında çok şey duyulmaktadır. Fakat bu içtihat, şimdiye kadar olduğu gibi parçacı ve rastgele değil, sistematik, kapsamlı ve uzak hedefli olmalıdır. Dahası, şu da anlaşılmalıdır ki, burada içtihattan söz edildiğinde, herkesten daha fazla imtiyazlı bir zihnin Müslümanlara ‘Yolu’ ebediyen gösterecek tek bir yanılmaz hükmünden bahsedilmemektedir. Bir fazilet ve bilgi abidesinin her konuda nihâi bir içtihatta bulunacağını düşünmek sadece safça değil son derece tehlikelidir de. İçtihat, düşünen kafaların çoğulcu bir çabası olmalıdır. Başta teşekkül asırları olmak üzere, sonraki dönemlerde İslâm’ın gelişimi konusundaki umumi bilgisizliğimizden dolayı, kendileriyle beraber yaşadığımız sosyal, siyasî ve ekonomik kurumları neredeyse Kur’an’ın kendisinden daha kutsal addeder olmuşuz.