İslam, kadını toplumdan ayırıp dört duvar arasına kapatmamıştır. Peygamber devrinde müslüman kadın, hemen bütün toplumsal faaliyetlere etkin biçimde katılmıştır. Sonradan koyulaştırılan uygulamayı İslama mal edip kabahati İslama yüklemek büyük hatadır. Batı toplumlarında, yakın zamanlara kadar evlenen kadının mülkiyet hakkı kocasına geçerdi. En ileri ülke sayılan İsviçre`de bile kadınlara oy hakkı ancak birkaç yıl önce verilmiştir. Oysa İslam, onbeş asır önce kadına, bütün işlemleri yapma hakkı verdiği gibi, nikah esnasında konulacak bir şart ile kocasını boşama hakkı dahi vermiştir ki bunlar, o günkü dünya koşullarıyla karşılaştırılırsa kadın yararına büyük devrimlerdir.
Kur`ân, gerçekten kadına, o zaman için hayal edilemeyecek kadar haklar tanımış, onu erkeğin elinde oyuncak olmaktan kurtarmıştır.