İSLAM’A ADANMIŞ ÖMÜR
Öncü şahsiyetler bir milletin hayatında çok büyük tesirler meydana getirirler. Hele bu bir âlimse ve üstelik yönetimde sözü geçen bir hocaysa onun tesir gücü daha da artar. 
Sosyalist rejimle idare edilen Sovyetler Birliği zamanında Özbekistan’da dünyaya gelen ve aldığı sağlam dinî eğitimle kısa sürede halkın tanıyıp sevdiği ve hürmet ettiği bir âlim olan Muhammed Sadık Muhammed Yusuf da bu öncü şahsiyetlerdendir. 
İlk dinî eğitimini bir cami hocası olan babası Muhammed Yusuf’dan alan Muhammed Sadık, Buhara’daki Mir Arap Medresesinden mezun olduktan sonra Taşkent’teki İslâm Enstitüsünü tamamladı. Ardından çok az kişiye nasip olan yurt dışında eğitim alma fırsatından istifade edip Libya’ya gitti ve orada “İslâm’a Davet Fakültesi”nde dinî eğitimini ilerletti. 
Ülkesine döndükten sonra, evvela medrese müdürü, sonra da müftü olan Muhammed Sadık Hoca ülkesinde harap durumdaki birçok cami ve medresenin onarılıp açılmasına, dinî eğitimin geliştirilmesine, Suudi Arabistan’dan bir milyon Mushaf’ın getirilmesine ön ayak oldu. Yüksek Sovyet’e milletvekili olarak seçilen Hoca’nın oradaki en büyük icraatı Sovyetler’deki Müslümanlara hac ve umre yolunu açmak oldu. Hoca, başta tefsir olmak üzere onlarca dinî eser kaleme aldı ve ülkesindeki İslâmi uyanışa vesile oldu. 
Özbekistan’ın bağımsızlığa kavuşmasından sonra, siyasi sebeplerle yurt dışına hicret etmek zorunda kaldı ve uzun yıllar ülkesine giremedi. O kadar ki vefat eden sevgili annesinin cenazesine bile katılamadı. 
Hoca’nın kardeşi Muhammed Emin’in kaleme aldığı bu biyografi, Müslüman bir âlimin hangi koşullarda yetişeceğini, bilhassa aile kurumuna vurgu yaparak anlatmaktadır.