İslam sanatı üzerine çalışanların çoğunluğu, İslam sanatını hayranlık uyandırıcı, muhteşem veya etkileyici olarak görüp meslek hayatlarını buna adayabilirler, fakat İslam sanatını gerçek bir sanat olarak görmezler. İslam sanatını estetikle, hele sanatla hiç ilişkisi olmayan siyasi, dini veya mistik terimlerle izah etmeye çalışırlar. Oliver Leaman, İslam Estetiğine Giriş’te, "İslami estetik diye bir şey var mıdır? İslam sanatı aslen tasavvufi midir? İslam’a has sanatsal biçimler mevcut mudur? İslami resim diğer resim biçimlerinden farklı mıdır? İslami sanat ‘öteki’ midir? Hüsnühat İslami sanatların en üstünü müdür? Müslümanların seküler sanatı olabilir mi? İslam kültüründe sanatın yeri nedir? "gibi sorular etrafında İslam sanatı hakkındaki yaygın hatalara dikkat çekiyor ve bu hatalı yaklaşımların altında yatan sebepleri sorguluyor. İslam estetiğinde hüsnühat ve sembolizm, din ve üslup, sanat ve felsefe, edebiyat ve müzik, mimari ve mekan tasarımı konularındaki yerleşik kabulleri yıkan çığır açıcı tespitlerde bulunuyor. Leaman’ın deyimiyle, İslam sanatı sanattır ve biz bu sanatı anlamak için estetik bir yaklaşım oluşturmak zorundayız. Bu kitap bu süreci başlatma noktasında bir girişimdir.