Tükendi
Stok AlarmıKur’an’ın ahlaka doğrudan vurgusu ve Hz. Peygamber’in hadislerinde ahlaklı bir birey olmanın önemini belirtmesi erken dönemden itibaren Müslüman düşünürleri ahlak konusunu ele almaya sevk etmiştir. Kur’an-ı Kerim’de genellikle imanın salih amelle birlikte kullanılması, iman ile ahlak arasındaki ilişkiye işaret etmektedir. Ayrıca, Kur’an’da azaba uğrayan ümmetlerin şirkin yanı sıra kötülük ve azgınlıkta ısrar etmelerinden dolayı cezalandırıldığının vurgulanması ahlakın İslâm dini açısından önemini göstermektedir. Nitekim Hz. Peygamber ‘Ben güzel ahlakı tamamlamak için gönderildim’ sözüyle gönderiliş amacının insanları güzel ahlak konusunda eğitmeye, onlara rehberlik etmeye yönelik olduğunu belirtmesi ahlakın İslam dini açısından ne kadar önemli olduğuna delalet etmektedir. Bütün bunlar erken dönemden itibaren Müslümanları ahlaka dair düşünmeye ve ahlak eğitimine yönelik arayışlarda bulunmaya teşvik etmiştir. Ayrıca özellikle sekizinci yüzyıldan itibaren kadim kültür ve medeniyetlere ait birikimlerin Arapçaya tercüme edilmesi Müslüman düşünürlerin, ahlakı dinin ötesinde felsefi, sosyolojik, psikolojik ve antropolojik açıdan temellendirmesine imkân sağlamıştır. İşte bu kültürel havzada Müslüman düşünürler kendilerine özgü bir ahlak anlayışı geliştirmiş ve bu alanda önemli eserler kaleme almışlardır. Bu çalışmalarda kişinin erdemli davranışlarda bulunabilmesi için çocukluk dönemine özel bir önem atfedilmiş ve erken yaşlardan itibaren genel olarak çocukların eğitimi özel olarak ahlak eğitimi üzerinde durulmuştur.