Tükendi
Stok Alarmı"Birlik olun." (Al-i İmrân: 103) "Sizin ümmetiniz bir tek ümmettir." (Enbiya: 92) "Birlik olmazsanız gücünüz gider, düşman karşısında mukavemet gösteremezsiniz." (Enfâl: 46) Bu hükümler İslâm ümmetinin bir birlik çatısı altında "yek vücut" olup güç birliğine gitmesini mecbur tutmaktadır. (Farz kılmaktadır.) Zira, bireysel ve münferiden yeryüzünde vuku bulan olumsuzlukları bertaraf etmek ve iyilikleri tesis etmek mümkün değildir. Bu bağlamda STK`lar (Sivil Toplum Kuruluşları) da yeterli değildir. Çünkü karşımızda küresel çapta örgütlenmiş Siyonist çete ve onun hamisi olan ABD, İngiltere ve Fransa gibi Batılı Haçlı ülkeleri olarak "kötülük cephesi" var. Bu şer cephesini tesirsiz hâle getirecek küresel ölçekte kurumsal bir yapıya ihtiyacımız var. Gereksinim olan bu yapı "İslâm Birliği"nden başka bir şey değildir. Bugün 2 milyarı aşan İslâm ümmeti 57 parçaya bölünmüş olduğundan dolayı "küresel zulüm" karşısında bir varlık gösterememektedir. Başta Filistin, Doğu Türkistan, Arakan, Keşmir olmak üzere nice İslâm coğrafyalarında Müslüman kardeşlerimiz zulüm ve katliamlara maruz kalmaktadır. Bu zulüm ve katliamların son bulması için mutlaka "İslâm Birliği"ni tesis etmek ödevindeyiz. Bu ödev öncelikle Müslüman ülkelerin başındaki siyasîlerindir. Merhum Erbakan Hoca’mız 40 küsur yıllık siyasî hayatı boyunca "İslâm Birliği"ni tesis etmek için mücadele etti. Çünkü "İslâm Birliği" her şeyden önce imana taallûk eden bir vecibedir. Bu yüzden Merhum Erbakan Hoca’mız diyordu ki, "Hangi cemaatten, hangi tarikattan, hangi mezhepten olursan ol eğer `İslâm Birliği` için mücadele etmiyorsan beş para etmezsin."
Biz de diyoruz ki, "Müslümanların başındaki siyasîler `İslâm Birliği` için çaba içerisinde değillerse hem Allah Teâlâ`ya, hem Kûr’ân-ı Kerim`e, hem İslâm ümmetine ihanet içerisindedirler...