İslam’ın temel kaynaklarına bakıldığında barışın zengin anlam dünyası hemen kendisini fark ettirir. Tevhid, İslam, iman, mümin gibi kelimelerin anlamlarıyla doğrudan barışa yönelik buyruklar, İslam’ın barışa verdiği önemin açık birer göstergesidir.
Barış yurdu (dâru’s-selâm) inşa ederek düzen, refah ve barış içinde mutlu bir toplum meydana getirmek, İslam’ın nihai hedefidir. İslam’ın tarihî tecrübesi de barışın imkânını ve varlığını hukuki, teolojik, felsefi, sosyolojik vb. pek çok boyutuyla önümüze getirip koymaktadır.
Elinizdeki kitap, bu düşünceler etrafında İslam’ın imani, ahlaki ve toplumsal veçhelerinin barış yurdunun temelini tesis ettiğini vurgulamaktadır. İslam’da kardeşlik ve insanların birlikte yaşaması için gerekli olan ötekini tanıma anlayışının, barış için zaruri olan insani ilişki biçimlerinin oluşmasında güçlü bir zemin sağladığını ortaya koymaktadır.