“Ya dolapta gerçekten canavar varsa?”
Hiç inanmamıştınız onlara. Oysa biliyorlardı, görüyorlardı, hissediyorlardı. Şimdiki korkularınız gerçek değil. Sadece kaybetme korkusu var sizi sarıp sarmalayan. Olsa olsa belki yükseklik korkusu, dayak yeme korkusu, azar işitme korkusundan ibaretsiniz. Aslolan korku, çocukluktakilerdi emin olun. Anlatamadılar, inandıramadılar, gösteremediler. Çünkü onlar hayal güçleriyle yarattıkları canavarlardan bahsediyorlardı sizlere. Hiçbir zaman anlayamadınız o canavarların aslında sizler olduğunuzu. Aslında sistemin vahşi kurallarının, her birinizi birer canavar yaptığını. An geldi, anlamlandıramadıklarınız için psikologlarınız sizi çocukluğunuza döndürmeye çalıştı. Döndüğünüzde şunu hatırlar gibi oldunuz: “Çocuk yaşlarınızda, gerçeklik bir tokat gibi yüzünüze vurduğunda sığınacağınız yer hayal gücünüzdü.” Bu kitaptaki öyküler yukarıda anlattıklarımdan bahsetmiyor.