İşçi, işveren, hükümet arasındaki bozuk terazi ne zaman düzelecekti. Gerçekler ne zaman gün yüzüne çıkacaktı.
Muzaffer, şantiye günlerinden kurtulmuştu ancak bu kez de bataklık günleri onun için başlamıştı. Bataklığın içerisinden güneşe uzanmak için eski ve yeni dost elleri lazımdı. Sır dolu Arif Hoca, Dev adam Yoga, şantiye şefi Cengiz, sakin bir polis, hırçın bir gazeteci.
Kaçak şantiyeler ise farklı yerlerde işletilmeye devam ediliyordu. Muzaffer gibi yeni kurbanlar seçilmeye devam ediliyordu. Yeni kurban Ali ve arkadaşını neler bekliyordu. Oyun kaldığı yerden devam ediyordu.
Bataklıktan kurtuluş olacak mıydı? Yoksa yine onlar mı kazanacaktı?
Günümüz Türkiye’sinin gerçeklerine ince bir dokunuş…