İlahimizin ilk dış tanıklığı, dördüncü yüzyılın son üçte birinde İspanya’da Priscillianistler tarafından kullanılmasında bulunur. Priscillianism adı altında bilinen büyük hareket, Yarımada’yı saran Gnostisizm ve Doğu mistisizminin ve teozofinin güçlü bir canlanmasıydı. Priscillianistlerin kutsal yazılar hakkındaki görüşleri genel olarak Gnostiklerin geri kalanının görüşleriydi; kanonları, terimin en geniş anlamıyla Katolikti. Yahudi kutsal yazıları, genel Hıristiyan kitaplarıyla karşılaştırıldığında kusurlu bir vahiy olduğu gibi, Hıristiyanlığın popüler kutsal yazıları da Gnosis’in vahiyleriyle karşılaştırıldığında kusurluydu. Eski Ahit kitaplarının İncil öğretisinin türleri ve figürleri, görüntüleri ve gölgeleri ile dolu olduğu düşünüldüğünde, Yeni Ahit kitaplarının da Gnosis’in içsel öğretilerinin mecazi ve sembolik olduğu kabul edildi. İlki İnançlılar için, ikincisi Gnosis’te olanlar içindi.