“Büyütün. Hikâyemi büyütün.
Mademki şimdiye kadar suçlayacak bir hayal olarak bile yoktunuz. Şimdi biraz da kendinizi affettirme telaşı duyun. Kendinizi ve hikâyemi olduğundan daha büyük bir duvara asmama yardım edin… Ya da duvarları küçültün…”
Fikirler duygulara bürünüyor sayfalarda.
Hisler düşüncenin ardına saklanıyor.
Sonsuz bir körebe oyunu bu.
Gözler bağlı olmasa da karanlıklar birbirine benziyor.
Isabelle Severse, yepyeni bir deneyime davet ediyor okuru.
Yalnızlık ete kemiğe bürünüyor.