Hayatın her zerresi mutluluk adına çırpınıyordu. Yağmur şehrin kirini söküp atmıştı, rüzgâr ise kötülüğün peşindeydi. Güneş yalnızlığın üzerine çökmüştü. İnsan için geriye sadakat kalmıştı ama insan kördü, nankördü! Oysa kaç çiçek feda edilmiş, kaç şiir unutulmuştu? Sanırım tüm etkenler bir araya gelip insanla savaşmalıydı…
“Bir Çin atasözünde şöyle der; ‘Ancak durgun su yıldızları yansıtır.’ Yani aziz dostum, sizin son derece büyük bir kusurunuz vardı; yıldızları görebilmek için her zaman durgun su aradınız. Oysa bulutsuz bir gecede başınızı yukarıya kaldırmanız yeterliydi…”