"Yanında olamadığım bir zaman olursa eğer sakın üzülme… Senin yanında, hissettiğin anda, kalbinin en derinliklerinde yaşamaya devam edeceğim. Gözlerinin baktığı her yere bende bakacağım. Üzülme İnci’m. Ben senden bir parça olacağım. Seni sevmekten hiç vazgeçmeyeceğim.
Üzüldüğünde hüznünü, sevincinde mutluluğunu paylaşacağım. Eğer beni unutturmaya çalışanlar olursa onlara sakın aldırış etme. Ben her zaman olduğu gibi senin yanında olacağım. Hani seninle birlikte gittiğimiz o yer var ya, kuşların melodili seslerini bize duyuran, doğanın ışıltılı güzelliğini tattığımız o an var ya hani. Unutma, aklından çıkarma! Beni hisset.
Doyasıya yaşadığımız güzel anların keyfini çıkar. Hayallerini bizimle süsle. Rüyalarında eşsiz sevgimizin mükemmelliğini tat. Daha ne isterdim ki ben. Tarif edilemeyecek anları düşünmeyi seninle birlikte düşledim. Korkuyu, endişeyi, mücadeleyi, pes etmemeyi bana sen öğrettin. Senden güç aldım. Beni bırakmayacağını da biliyordum. Birbirimize olan sevgi bağını koparmayacağını da… Bizi ayıramayacaklarını da… Sevgilim, beni unutma, eğer unuttuğun bir an olursa elini kalbine götür ve bizi hatırla…"
Hayatın hiç beklenmedik anında gelen küçük gözüken ancak tarifi olmayan bir tesadüftü İnci ile Ege’nin aşkı... Tanışma hikâyeleri, birbirlerine katacakları o güzel anlar, keşfedilmemiş bütün duyguları birlikte anbean yaşamak onlar için tarif edilemez bir güzellikteydi. Ta ki karanlık bir gölgeye rastlayana kadar.
Tüm tehditlere rağmen birbirlerine sımsıkı sarılan, en başında olduğu gibi sonuna kadar mücadele eden bu iki gencin muazzam aşk hikâyesi, onların hayatını nasıl etkileyecekti?