Akıl ve ruh sağlığı yerinde olan her insandan dürüst, ölçülü, empati yapabilen, her şart altında adil davranan, nezaket ve zarafet içeren davranışlar sergileyerek güzel ahlaklı olması beklenir. Bu özelliklerin tümü peygamberlerde mevcuttur. Çünkü onlar Yüce Allah’ın seçkin kullarıdır. Peygamberler, söylemleri ile eylemleri aynı olan doğruluk ve dürüstlük abidesi insanlardır.
Her peygamber içinde yaşadığı ve hitap ettiği topluma; şartlar ne olursa olsun doğru söylemeyi, verilen sözlerin yerine getirilmesini, emanete riayet edilmesini, iffetin korunmasını, haramdan kaçınarak kötülüklerden uzak durulmasını istemiştir. Her zaman öfkenin yerine sevginin, düşmanlığın yerine barışın, kötülüğün yerine iyiliğin hâkim kılınmasını, zalimin karşısında mazlumun yanında durmayı öğütleyerek; toplumda güzel ahlakın tesis edilmesi için çaba sarfetmiştir. Bu nedenle insanlığın ilk yapıtaşları peygamberlerdir.
Söylem ve eylemlerdeki tutarlılık insanı insan yapan davranışların başında gelir. Söylemleri doğrultusunda eylemler yapan insan tutarlı insandır. Tutarlılığın zirve noktası da kişinin inandığı ve savunduğu dava için ölümü bile göze alabilmesi ve hatta o uğurda ölebilmesidir. Tıpkı Sokrates gibi…
Adı yolsuzluğa karışan oğlunu idam ettirerek dünyada gelmiş geçmiş tüm devlet başkanlarına örnek olacak bir davranış sergileyen hükümdar Nuşirevan, adalet konusunda insanlığın bir başka yapı taşıdır.
Halkı için ortaya koyduğu ana şefkatindeki fedakârlıktan dolayı adı yüzyıllardır sanatın her türüne konu olan Godiva ile ömrünü bilime adayarak; dünyanın ilk bilgisayar programcısı olarak kabul edilen, sayıların büyücü kadını olarak da anılan Ada Lovelace’nın yanında Filistin’deki İsrail zulmüne karşı direnirken üzerine buldozer sürülerek öldürülen, “Kardeşlerim bakmayın sarı saçlı olduğuma ben Asyalıyım. Bakmayın mavi gözlü olduğuma ben Afrikalıyım”, “Zulüm bizdense ben bizden değilim” diyen ABD’li aktivist Rachel Corrie’de insanlığın başka bir yapı taşıdır.