"İnsan olmak" Kuşkusuz ki bu kavram, evrimsel olarak canlılar sürekli geliştikleri için her zaman aynı şeyi ifade etmeyecektir. İnsan olmak ulaşılmış bir sonuç değil, her nesil anlamını güncelleyen bir yolculuktur. Canlıların evrimsel gelişimleri zihinsel ve biyolojik olarak iki koldan ilerler. Biyolojik gelişim düzeyiyle insan, canlılar aleminde en güçlü ve en dayanıklı tür değildir. İnsan kavramına anlam katan diğer canlı türlerinden çok daha yüksek olan zihinsel gelişimidir. Bu yüzden zihinsel gelişim göstermek insanı hayvandan ayıran tek şeydir ve insan zihinsel olarak kendisini daha da geliştirdikçe insandan bir üst basamak olan üst-insanlığa yükselecektir. Ancak insan zihni sandığımız gibi kendi başına hareket edecek kadar özgür bırakılmamıştır. Canlılarda biyolojik gelişimi yürüten sistem olan ast, Canlıların zihinlerini kendi amaçları doğrultusunda hizmet etmeye baskılar ve canlı davranışlarının kaynağını oluşturur. Böylece insan kendi bedenindeki iki egemengücün mücadelesiyle yaşamak mecburiyetinde kalır. Yaşama ve çoğalma iradesi olan astın ve aklın sahibi olan üstün. İnsanın derinliklerine olan yolculuğumuz iç dünyamızın zincirlerini keşfederek bu süreçleri tanımamızı ve üst-insana ulaşmamızı sağlıyor.