Güzel konçlu ağladı. İplikleri aktı geceye sessizce. Güzelliği kalmış, diye geçirdi içinden. Bu konçtan artık olsa olsa toz bezi olur, ya da bulaşık bezi. Kim bilir belki de cam bezi olur. İnşallah cam bezi olurum!! Sevindi. Eşine bir şey demedi.Şiir Erkök Yılmaz, altıncı öykü kitabı İncir Çekirdeği Yanığı`nda kimi zaman sürreel kimi zaman somut öykülerinde, özgün anlatım dilini yeni koruyor, sadece öykü tadını değil hicvin, ironinin gerçek değerini de açığa çıkarıyor: öykünün gerçekliği yazarının aramızda dolaştığı gerçeğiyle pekişiyor. Okuruyla arasındaki mesafeyi neredeyse sıfırlayan, deyim yerindeyse şimdi burada yazılan öykülerin, yazarının sesinden birebir canlı anlatımını duyuyoruz. İncir Çekirdeği Yanığı gürültüsüz patırtısız, inceden inceye, damardan işleyen öyküleriyle, izinden hiç şikayetçi olunmayacak bir yanıkla kendini okuruna bırakıyor.