Dönüşüm, gündoğumu ve günbatımı noktalarındandır; İki noktanın bir izdüşümü olmadığı, ayın batmadığı daha ve güneşin doğmadığı. Toprağın havayla, bedenin ruhla, yerin gökle. İlk anlamın sonda yaratmadığı daha gizini. O en uzun o en kısa anında mesafelerin. Doğmaya başlarım gündoğumunda ve günbatımında. Ayın ve güneşin doğmamış ve batmamış ışığından. O en kısa ve o en uzun anından. Bir elimde güneş bir elimde ayla. Şafak benim doğduğum noktasıdır anlamın. Orada dönüşürüm anlamıma. Ve anlamım dönüştürür gündoğumu ve günbatımı noktalarını. İlk ve son anlamın bir izdüşüm olduğu, doğuşumun tanıklığına. Anlamımın izlerimi sürmek olduğu. Gündoğumu ve günbatımı noktalarında. Ellerimi uzatırım göğsüme, aldığım beyazla. Çatlatırım dokunduğum taşların ölü bedenini. Rüzgarın dudağıma değdiği andır. Tarihin merkezinin ilk ve son anı. Tufanıdır bundan sonra ilk yağan yağmur. Gemide olmayanın. Ölümü yaratırım, güneşin batmadığı daha ve ayın doğmadığı, o en uzun ve o en kısa anında mesafelerin. Geceyi gündüze, gündüzü geceye yazarım. Ölüm, dönüşüdür, ruhun havaya, bedenin toprağa, suyun yeryüzüne, ateşin taşa. Ve elimde üç taş kalır tufandan biri Adem, biri Havva. Biri taşı yaran ışıktan.
Yayınevi
:
Cinius Yayınları
2. Hamur