Kur’an’a göre inanma, sadece taklit yoluyla aktarılan veya mantıki olarak çıkarılan bir sonuç, bir görüş, kanaat, düşünce, kabul değildir. İnanma, dini anlamda iman objeleri olan Allah ve ahiret hayatına karşı duygusal yaşantı dediğimiz ahlaki varoluşsal bir durumdur. Böyle bir iman, Allah’ın sıfatlarının varoluştaki (tabiat) zengin tezahürlerini doğru değerlendirme ve O’na tapınma anlamındaki ibadetlerle gerçekleştirilir ve korunur. Bunlar gerçekleştirilmediği süre Allah ve ahiret inancını taşıyanlar bu inançları taşımayanlar karşısında insani ilişkilerinde ahlaki bir avantaja sahip olamazlar.