Kim anlaşılmak ister evlat - bilir misin?
Ölmek isteyen - zaaflarıyla, maskesiz, oracıkta apaçık.
Anlaşılmak istiyorsun ya - beni `düzeltiyorsun` sözde,
Madem maksadın ölmek değil - kendini gözüme sokuşturma,
Bırak ne anladığımı - ne anlıyorsam - bana!
Dur iki ayağının üstünde, yalpalama!
Bırak boş ver öyle ‘mutluluğun resmiymiş’ - o etmezdir sınırını -
Bana çizebileceğin kadar en kötü resmini çiz insanlığın - anladığın,
İşte anca o resim kadar yaralı yarasız kalbin - mesele muhabbetse,
Bize de sormazsın ister miyiz canını ya, hadi neyse.
Sökeceksen maskeni, gözyaşlarıyla - o zaman yıkıl karşımdan,
Ara Kara Baba’yı - nehrin köşesinde yakın tütsüleri, cigaraları, bulun buluşturun,
İğrenirsin yeşilden - unut ama bil ki imanın tutuyor kalbini - kim bilir ne haldesin,
Bir de anımsa diye - koyu sohbetle meselâ iki selâm, tekten yavaştan vedalaş sebebi:
*...çekiniyorsun bugününü yaşamayı çünkü yarın bugün gibi olmayabilir diye, he mi?
Bir tahmin et çocuk - yarın zaten farklı olacak:
Damladığı biri sen olmasan da, bu saatin yağmuru sonrakine nasıl vuramayacak? -
İşte öyle, kalmak istiyorsan hapishanende dinlendin, sana kimse karışamayacak -
Ama yaşamak istiyorsan hayatını - o yağmurun dansını işte kimse durduramayacak!*