İdeal sahipleri hiçbir zaman bastığı yeri görmemeli ufukları gözetlemeli, bugün yaptıklarının yarın karşısına çıkacağını unutmamalıdır. `Ne ekersen, onu biçersin...`sözü bugün ektiklerimizi yarın mutlaka biçeceğimizi hatırlatmalı ve ikaz niteliği taşımalıdır. Egemen güçlere açılan her kredi bugün ekilenlerdir. Gelecek bahara bunların biçilmesi yaşanacaktır.
Rüzgar eken mutlaka fırtına biçer. Fırtına biçmek istemeyenler rüzgara pirim vermezler. Rüzgara pirim vermek bükemediği bileği öpmeğe benzer. Bükemediği bileği şimdilik öpeyim diyenler, sonuna kadar öpmeye kapı açarlar. Kapı bir kere açıldığında kolay kapanmaz, insanı el öpme alışkanlığına götürür ve öpmeyi `kazanç` olarak gösterir. Öptüğü bilekten yumruk yememeyi, güçlülük zannederler. Sonuna kadar öpmeye devam eder, bükeceği günü beklediklerini söylerler. Bir bilek her öpmeye alışmış ise bükmeyi unutmuştur.
Güçlü bileği bükmek için öpmeye başlamamak gerekir. Çünkü öpmek yenilgiyi kabul etmektir. Kabul etmek, yenilgi ile yaşamaya razı olmak demektir. Zihinde düşmanını yenemeyenler, onları hiçbir zaman yenemezler. Zihinde bu kahramanlığı yaşamayanlar korkak savaşçılığı meziyet olarak görür, buna da `taktik` diyerek kendilerini avuturlar. Ve kuvvetlilere sığınanlar asla kuvvetli olamazlar.