*Eleştiri, mevcut düzenin kendisi hakkında verdiği kesintisiz söylev, onun övgü dolu monoloğumudur? İlişkilerdeki fetişist katıksız nesnellik görüntüsü, bu ilişkinin şairler arasındaki ilişki olma özelliğini gizliyor olmalı ki en ezici yüzeysel tezahürleri bile göremez hale gelmiş eleştiri tek yanlı olmaktan kurtulamıyor.
Eleştiri, varoluş koşullarındaki pratik değişiklikler dahilinde bilinçsizliğin korunması gibi algılatılıyor. Tecrit üzerine kurulu olan eleştirel sistem döngüsel tecrit üretimidir oysa. 2000’lerde eleştiri, aynılığın ortak dilinden başka bir şey değildir. Kendi tecritlerini sürdüren merkezde geri dönüşsüz ilişkiye şair çoktan razıdır.
Eleştirinin oyalayacılığı altında modern topluma dünya çapında hükmeden bayağılaşma hareketi var olanı safça kabullenmeye zorluyor. Eleştirinin karşılıkları arasında gizlenen şey, sefaletin birliğiydi. Topyekün eleştiri maskelerinin arkasında aynı yabancılaşmanın farklı biçimleri birbiriyle çatışıyordu. Eleştiri, bağdaşmadığı ve desteklediği sefaletin özel aşamasının zorunluluklarına göre korkuyla çevrili, mutlu birleşme imajıydı sanki…
Anında gerçekleşerek eleştiriye ve eleştiriden türeyen pratik övgü modeline doğruluk kazandıracak dergiler mutfağında aynı olanın bağıntılı olması kimseyi tedirgin etmiyordu. Bağıntısızlık içindeki kendi hakikatlerine geri dönüyordu yapılanlar. Mutlak iktidara sahip olarak mutlaklaşmış güya eleştiri, kısmi bir bilgiden totaliter yalana dönüşmüştü. Eleştiri, en ampirik bilgi düzeyinde bile artık var olamıyordu.
Nihayet keşfedilen ve şiirin kurtuluşunu gerçekleştirecek olan eleştirel biçim, bütün karar ve yürütme işlevlerini kendilerinde toplayan, taban karşısındaki cüssesiz ve her an azledilebilecek oluşuyla sınırlı güçlerin elinde oyuncak edilmiştir. Günümüzde eleştiri, artık yabancı bir şimdiki zaman üreticisinin uyguladığı egemen yabancılaşmadır. Yasaklanmış ve dondurulmuş toplumsal yabancılaşmayla çiftleşmektedir.*