Bir zamanlar akademisyendim; şimdilerde daha ziyade düşünür oldum. *Filozof* olmanın kibrini biliyorum. Atina’nın/Yunan’ın/Batı’nın *ontolojik/metafizik* düşünme tarzıdır. Kendime yakıştırmam; ancak Kur’an’ın, tefekkür, taakkul, tezekkür, tedeb-bür, tafakkuh ve ibret alma fiilleri ile sıradan sokak insanını ahlak/din konularında *düşünür* yapmaya çalıştığını bilerek, sıradan *düşünür* olduğumu iddia ediyorum. Bu düşünme tarzı, Hz. İbrahim ile başlayan Kudüs’ün-Mekke’nin *ahlaki* düşünme tarzıdır. Buna Heidegger’den esinlenerek: *Şükreden Düşünme* diyorum.