Tükendi
Stok AlarmıAllah’ın muttakiler için hidâyet kaynağı olarak gönderdiği son mesajı Kur’ân’ı, maksad-ı ilâhîye uygun şekilde anlama ve yorumlama çabası içerisindeki müfessirlerin farklı te’villerde bulunmalarına birçok faktör etki etmiştir. Bu faktörler hem Kur’ân naslarının ihtiva ettiği müteşâbih, müphem, müşkil, mücmel âyetler, çok anlamlı lafızlar gibi bizzat Kur’ân-ı Kerîm’in kendisinden kaynaklanan faktörlerdir hem de yorumcunun bilgi birikimi, kültürü, yaşadığı sosyo-politik çevre, naslara yaklaşımda kullandığı değişik metotlar, mezhebî önyargılar gibi Kur’ân yorumcusunun kendisinden kaynaklanan faktörlerdir. Müfessirlerin Kur’ân âyetlerini farklı anlama ve yorumlamalarına etki eden unsurlardan biri de sahip oldukları Allah tasavvurlarıdır. Müfessirlerden bir kısmı Eş‘ariyye’nin, “mutlak mürîd ve tam mâlik” bir Allah tasavvurunu merkeze alarak âyetleri yorumlamışlar, bir kısmı da Mu‘tezile’nin “mutlak âdil ve tam hakîm” bir ilah tasavvurunu düşünce sistemlerinin merkezine alıp yorum geliştirmişlerdir. Bir kısmı ise Mâtürîdî’nin “mutlak hikmetçi” yaklaşımını benimseyerek Kur’ânî nasları bu ilah tasavvurunu merkeze alarak yorumlamışlardır. İslâm düşüncesindeki bu kelâm ekollerinin ilah tasavvurları dışında bir başka eğilim daha vardır ki bunu, “ilkeli özgürlükçü” yaklaşım olarak ifade edebiliriz. Müfessirler hangi ekolün ilah telakkisini benimsemişlerse âyetleri o ilah tasavvuruna mutabık olacak şekilde te’vil etmişlerdir. Bunun neticesinde aynı nasları ele alıp yorumlamalarına rağmen birbirinden tamamen farklı, taban tabana zıt te’viller ortaya çıkmıştır. İşte elinizdeki bu eserde hem söz konusu ekollerin ve kelâmî eğilimlerin Allah tasavvurları ya da ilah düşünceleri açık ve net olarak ortaya konulmaya çalışılmış hem de bu ilah tasavvurlarını benimseyen müfessirlerin zihinlerine yerleşen bu ilah telakkileriyle âyetleri yorumlama biçimlerine nasıl yansıdığı tespit edilmeye çalışılmıştır. Müfessirlerin ilah tasavvurlarının Kur’ân yorumuna yansımalarını tespit etmek gayesiyle öncellikle Eş’arî müfessir olması hasebiyle Fahruddîn er-Râzî’nin (v. 606/1209) Mefâtîhu’l-Ğayb adlı tefsiri, Mu’tezilî müfessir Zemahşerî’nin (v. 538/1144) el-Keşşâf ‘an Hakâiki Ğavâmidi’t-Tenzîl ve ‘Uyûni’l-Ekâvîl fî Vucûhi’t-Te’vîl adlı eseri ile Mâtürîdî’nin (v. 333/944) Te’vîlâtü’l-Kur’ân adlı eseri esas alınarak değerlendirmeler yapılmıştır.