Tükendi
Stok AlarmıLiberal Demokrasi Öldü mü? - Bozkurt Güvenç
Küresel Ticarette Var Bir Rehavet - Ayça Tekin Koru
İhracat Tökezlerken: Açmazlar ve Çözümler - Bayram Ali Eşiyok
Podemos’u Anlamak - Pablo Iglesias
Kurumsal İktisat: Dünü ve Bugünü - Malcolm Rutherford
Soru: Genç Ekonomistler Politika Üretebiliyorlar mı? - Ü. Barış Urhan - M. Eray Yücel
Bir Doğasever’in 90. Yaş Kitabı - Osman S. Arolat
Amerikan Edebiyatı’nın Dev İsmi Mark Twain (1835-1910) - Levent Özübek
Demokrasi ve Ekonomi
ABD’de yayımlanan, The New York Times gazetesinde Nisan ayında yer alan, Roger Cohen’in “The Death of Liberalism” başlıklı yazısını okuduktan sonra, bu konuyu İTD’de ele almalıyız diye düşünürken, Bozkurt Güvenç Hocamız makalesini gönderdi. Bozkurt Hocanın hızına erişmek mümkün değil. Bir kere daha ona hayranlığımı dile getirmek isterim. İyi ki varsınız Hocam, diyorum.
Liberal Demokrasi yıkılıyor tartışması önemli. Çünkü Avrupa’da otoriter-muhafazakar partiler seçimleri kazanıyor. İspanya erken seçime gidiyor, otoriter-sağcı söylem iktidar adayı. ABD’de Donald Trump’ın Cumhuriyetçi Parti’den Başkan adaylığı kesinleşti gibi. Trump gibi bir faşist daha önce hiç aday olmamıştı.
Gelişmeler böyle olunca biz de Bozkurt Güvenç Hocanın yazısı ile yetinmedik, İspanya’da heyecan yaratan
Podemos partisinin lideri Pablo Iglesias’ın, New Left Review Dergisi’nin Haziran 2015 sayısında yazdığı yazıyı izin alarak çevirdik. Böylece İspanya’yı Podemos’un gözü ile görmenizi istedik.
Liberal Demokrasi zemin kaybederken, beraberinde kurumsal yapılar da çöküyor. Bundan dolayı geçen iki sayıda yer verdiğimiz kurumsal iktisat konusuna bir makale ile devam ediyoruz. Çünkü demokrasiler kaybederken, ekonomiler de kaybediyor.
Dünyada bunlar yaşanırken, Türkiye’deki hızlı değişimde devam ediyor. İktidardaki parti devrilmedi, ama hükümet devrildi. Yaşanan terör eylemleri, adım adım krize doğru giden ekonomi, ülkenin otoriter bir sisteme geçişi için zemin yaratıyor. Umarım yanılırız.
İTD’nin dışındaki ekonomi dergilerine bakarsanız dünya ve Türkiye en mutlu günlerini yaşıyor. “Saf akademik” iktisat dergilerinde yayınlanan makalelerde ise, ekonometrinin batağında dans edilmeye çalışılmakta. Puan makalelerinin sayısı artık onbinlere ulaşmış durumda; ancak ortada ne bir teori, ne de bir politika önerisi yok. Olması da mümkün değil. Huberman’ın da söylediği gibi, “tarihi arka planını” yitirdiğinde iktisat anlamsızlaşmakta. Ne yazık ki, 1980’lerde başlayan bu eğilim güçlendi ve krize kadar iktisada egemen oldu. Şimdilerde ise kendi kendini tatmin etmekle meşgul.
Biz İTD olarak bu sayıda da “iktisat” yapmayı sürdürüyoruz.
Sevgiyle ve okuyarak kalın,