Zamanların hem en iyisiydi hem en kötüsüydü, bilgeliğin çağıydı, aptallığın çağıydı, inancın çağıydı, şüpheciliğin çağıydı, ışığın mevsimiydi, karanlığın mevsimiydi, umudun baharı, umutsuzluğun kışıydı, her şey önümüzdeydi, önümüzde hiçbir şey yoktu, hep birlikte cennete gidiyorduk, hep birlikte diğer tarafa gidiyorduk – kısacası, dönem şimdikine öyle benziyordu ki, bazı gürültücü otoritelere göre iyi ya da kötü fark etmeksizin ancak üstünlük derecesiyle kıyas yapılabilirdi.
*Zavallı yumurcak için bu şekilde ölmek yaşamaktan daha iyi. Hiç acı çekmeden, hemencecik ölüverdi. Ömrü boyunca mutlu bir saat geçirebilir miydi?*
Dostum ölümdür, komşum ölümdür, aşkım, en kıymetlim ölümdür, ölüm, o sırrın, benim de kendiminkini ömrümün sonuna taşıdığım o sırrın merhametsizce sonsuzlaştırılmasıdır. İçinden geçtiğim bu şehrin herhangi bir gömütlüğünde uyuyanlardan herhangi biri, şehrin meşgul yaşayanlarından daha mı esrarlıdır benim için, ya da ben onlar için daha mı az esrarlıyım ölülerden?
*Londra’da yaşamın bırakın iki yüzünü (Swift), bin yüzü var ve artık yazarın (sanatçının) ayrılan yere, çatlağa, yarığa bakması kaçınılmaz. Yaşam tümlüğünü, geçirimsizliğini, somluğunu yitirmiş, işlevsiz, gereksiz, yararsız, uygunsuz, kötücülü de taşır olmuştur. Bu durum kendi anlatısını (türünü) getirecektir kuşkusuz.* - F. Moretti, Mucizevi Göstergeler
*Shakespeare`den sonra gelen en iyi İngiliz kurgusal karakter oluşturucusudur.* - Claire Tomalin
"Dickens`ı okuduğumuzda psikolojik coğrafyamızı yeniden şekillendiriyoruz, çünkü Dickens karakterleri tam olarak detaylarıyla yazmasa da olağanüstü açıklayıcı ifade kümeleriyle üretiyor." - Virginia Woolf