Dünya`nın yaratılışından itibaren yaşayan ve günümüze kadar özenle getirilen birtakım yaratıklar vardı. Dünya kaderini elinde tutan bu zıt kutuplar, iyiliğin ve kötülüğün savaşında karşı karşıya gelecekti. Yönetici konumundaki Solomon Ailesi`nin büyük planı, Zeus ve Athena`dan kaçan Pegasus`un doğuracağı bir çocuk sayesinde bozulacaktı. Bu büyük savaşta Ahit Sandığı`nı, Mühr-ü Süleyman`ı ve İfrit Antlaşması`nı elinde bulunduran, kayıtsız ve sonsuz gücün hâkimi olacaktı. İblis`in eşsiz ve kusursuz kader çarkını kıran bir gelişme yaşanacak ve İgnis Geçidi`nden bir güç 1688`den 2024 yılına getirilecekti. İlkel çağlarda başlayıp, Antik Mısır ve Roma İmparatorluğu`nun parçalanmasından sonra arayan kişilerden büyük bir titizlikle saklanan bu mahlukat, Osmanlı İmparatorluğu`nda gün yüzüne çıkacaktı. Ölümlü olmasına rağmen yaşlanmayan kanatlı at kisvesindeki bu kadın, uzun bir yolculuktan sonra kızını aramaya başladı.
Bir sabah, gürültülü bir ses ile Ayasofya Cami`nin tavanında bulunan Serafim silüetinin içinden bir çuval yere düştü. Bu çuvalın içinden yarı insan, yarı yılan bedenine sahip bir ceset çıktı. İşte tüm hikâye bundan sonra başladı.