Bu güzellik tanrıçası sanki bu yıkık konutu dolaşmaya gelmiş bir hayaldi. Ya da tanrısal ressam, güzelliğinin eksiksiz olmasına o denli emek vermiş olduğunu sonradan çekemeyerek, bu Venüs’ü cehenneme atmıştı. Feleğe küskün bakan gözlerinde ağlama izi kırmızılıkları vardı. Baygın gözlerinin altında umutsuzluğun, bezginliğin izi olan mavimtırak hafif siyahlıklar görülüyordu. Bunlar dolunaydaki lekelere benzer bir durum göstermekteydi. Çehresindeki şu hüzünlü tazelik, zenginlik gösterişleri içinde parlayan güzel yüzlerden bin kat daha fazla ruhu okşamaktaydı.
Hüseyin Rahmi Gürpınar’ın insan ve toplum tasvirleriyle bezediği İffet, hâli vakti yerinde bir ailenin çöküş hikâyesini anlatıyor. Namus ve onur konularını irdelerken, İstanbul’un fakir semtlerindeki yaşayışı ve insan manzaralarını da gözler önüne seriyor.