İnsanlık tarihinde, geride bıraktığımız son iki yüz elli yıllık süreçte önceki tarihsel dönemlerle karşılaştırılamayacak kadar yoğun ve köklü değişiklikler yaşanmıştır. Aydınlanma düşüncesi, Sanayi Devrimi, bilimdeki büyük atılımlar, kişisel hak ve özgürlüklere yönelik yeni çerçevelerin belirlenmesi gibi unsurlar, toplumsal meselelerin gezegen ölçeğinde ele alınmasını ve bu doğrultudaki paradigmaları güçlendirmiştir.
Bu çalışmanın konusunu toplumun örgütlenme ve işleyiş tarzında kapitalizme alternatif farklı bir insanlık modeli ortaya koyabilme ve tarihte özel mülkiyetin ortaya çıkışından itibaren insanlar arasında yaşanan eşitsizlikleri analiz ederek bunları çözebilme iddiasını içinde barındıran sosyalist ideolojinin tarihsel yapılanması, dönüşümü, devletleşmesi, yapısal problemleri ve potansiyel geleceği oluşturmaktadır.
Karl Marx ve Friedrich Engels’in kurucusu olduğu modern sosyalist düşüncenin yapılanması ve gelişim seyri, sosyalist ideolojinin yirminci yüzyıldaki devletleşme uygulamaları ile devamlılık sağlamıştır. Bu uygulamaların kuruluşunda olduğu kadar ortadan kalkmalarında da sosyalist ideolojinin tarihsel yapılanmasının belirleyici bir rolü bulunur. Çalışmada, sosyalist ideolojinin kuruluşundan itibaren içinde barındırdığı çelişkilerin, objektif gelişmelerin de etkisi ile yaşadığı dönüşüm seyri ele alınmaktadır.
Sosyalist paradigmanın, günümüz toplumunda insanlığın büyük problemlerine gerçekçi ve uygulanabilir yanıtlar getirebilmesi için, kendi yapılanmasından kaynaklı problemlerin bilinmesi ve bunların doğru bir sentezle yenilenmesi gerekmektedir. İdeolojik Kırılmalar başlıklı bu çalışma böylesi önemli bir ihtiyaç doğrultusunda atılmış mütevazı bir adım olarak düşünülebilir.