*Macide yanındaki adama hayretle bakıyordu. Birdenbire, Bedri’yi kolundan yakalamış ve bu şekilde kim bilir ne kadar yürümüş olduğunu fark etti. Her zaman Ömer’i tuttuğu yerden, dirseğinin biraz üstünden yakalamıştı. Süratle elini çekti. Bedri’nin sitem dolu gözlerle kendisine baktığını hissederek başını yere çevirdi. Bir erkek yanı başında uzun uzun konuşmuştu. Fakat bu sefer Ömer’i dinlerken olduğu gibi elinde olmayarak bir sarhoşluğa düşmüyor, kafasında birtakım düğünlerin çözüldüğünü, iradesinin kaybolacağı yerde daha da kuvvetlendiğini görüyordu...*
İyi-kötü ikileminde bocalayan, düzgün ve ahlaklı karakteri ile çamur içinde debelenen Macide... Onu seven ama yalnız bırakan, buhranlı kişiliği ve yaptığı hatalar yüzünden karısını ikinci plana atmış Ömer... Ve Macide’yi bu karanlıktan çıkarabilecek bir umut ışığı Bedri... Sabahattin Ali’nin kişiler ve olaylar üzerinden toplumsal eleştiri yaptığı eseri İçimizdeki Şeytan, güçsüz ama erdemli kişilerin çaresizliğini ve para hırsının ne çirkin şeylere sebebiyet verdiğini bizlere anlatıyor. Belki de içimizin kuytu köşesinde tetikte bekleyen şeytanı bizlerle yüzleştiriyor...