*Sonsözü yazmak istemezdim. Sonsözü yazmak istemezdim. Bana düştü. Hikâyelerdeki arkadaşlarımızı hatırlıyorum. Özlüyorum. Hatırlamaya çalışıyorum. Hikâyeleri birbirine vurduğunuzda, her şeyin, nasıl birbirini tetiklediğini göreceksiniz.*
Seyhan Erözçelik
*Ressam bir yazarın kaleminden çıkabilirdi ancak bu satırlar. Yazı ile resmin birbirini çağrıştırdığı, ya da iki alan açısından aynı anda bir bakış. Öykülerinde kullandığı renkler, yazının tasvir gücünü arttırıyor.*
Doğan Hızlan
*Az kalsın, edebiyatın hasına, kuyum işine, sanatının arıtılmış, damıtılmış ‘tek’liğiyle belirlenen seçmece ürünlerine meraklı Türk okuru; kendini gizlemekte usta, çığlığını fısıltıyla yükselten, yüreğini ürkek bir serçenin göğsünde saklayan, çıraklıkta ustalaşan, ustalaştıkça da kimselere benzemeksizin bir doruğa tırmanıp bayrağını diken bir yazarı tanıma şansını bulamayacakmış.*
Füsun Akatlı
*Mehmet iki cümle gibi iki kitap yazdı. Onları okuyunca, bazılarındaki fazla cümleyi, sözü bağışladık. Mehmet ‘Çelebi’, sanki asıl bunun için yaşamış gibi. Bazı insanların sessizliği, çoğunluğun gürültüsünü yatıştırmak içinmiş meğer.*
Haydar Ergülen
*Nicedir böyle güzel bir öykü okumamıştım. Tadı damağımda kaldı. Bilesiniz istedim.*
Ferit Edgü
*Önce ‘Caique’ı, daha sonra ‘İçeriye Bakan Kim?’i okuduğumda, ‘sadece gözleriyle gülebilen’ bu çocuğun, benzersiz bir yazar olduğunun da ayırdına varmamam olanaksızdı.*
Hilmi Yavuz