“Her şey bulanıktı bu günlerde. Her şey soğuktu, her şey yeisti…”
Dünyanın bütün sabahları, kaygısız bir sabahla aynı değildi. Kaygısız bir güne uyanmak ise, hiç de kolay değildi. Zamanı durdurmak istediğimiz anlar, hemen biten anlardan oluşuyordu. Neden hep güzel şeyler son buluyordu anlamıyorum. Hep bitmesini istemediğimiz şeyler son buluyordu bu devirde. Fakat alışıyordu insan tüm bunlara. Çünkü alışmak zorunda bırakılıyordu.
Sahafların kitap sinmiş duvarları ardında kendini bulmaya çalışan Asaf, çıktığı yolculukta; karşılıksız sevgiyle, üzüntüyle, hüzünle, adaletsizlikle ve bilgelikle karşılaşıyor. Bu yolculukta; kendini aramasına, iç benliğine onunla birlikte inmemize şahit oluyoruz.